Galatasaray ligin en iyi takımı....

Galatasaray yılın son derbisinde Başiktaş’ı Ali Sami Yen’de 4-2’lik skorla geçti. Goller 2’si penaltıdan olmak üzere Milan Baros’tan 3 ve Servet’ten gelirken Beşiktaş’ın gollerini Delgado ve Holosko kaydetti.

Delgado’nun 50. dakikada hakeme “kart göster” itirazıyla ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek takımını eksik bırakması maçın dönüm noktası olarak gösteriliyor. Fakat Delgado atıldığında Beşiktaş’ın zaten 2-1 mağlup durumda olduğu unutulmamalı.

Maçta G.Saray’ın 2 golü penaltıdan ve hakem hataları gündeme getirilmesine rağmen eleştirmenler iki penaltının da doğru ve adil olduğunda birleşiyorlar. Servet’in attığı ilk golde Kaleci Rüştü’nün elinin topa değdiği iddiaları var ama kanımca Rüştü topu bloke edemezken hatalıydı. Bu gol dünyanın her yerinde goldür.

Beşiktaş hırslı, azimli ve mücadeleci olmayı sertlikle karıştırıyor. Sertliğin bazen yerini de şaşırıyor ve penaltıya neden oluyor.Kötüye gidişin verdiği stresle soğukkanlılığını kaybediyor, çok hata yapıyor. Delgado’nun üstelik sarı kartlıyken hakeme itirazı hiç de profesyonelce değildi. Kanımca hakem kararlarının büyük çoğunluğunda haklıydı ve düzgün bir maç yönetti. Başka bir hakem bu zor maçta çok daha büyük yanlışlar yapabilirdi.

Şurası bir gerçek ki Galatasaray hakkıyla kazandı. Onun kazanması değil, puan kaybetmesi büyük sürprizdir. De Sancis gibi vasat bir kaleciye, Skibbe gibi pasif bir antrenöre rağmen başarıya koşuyor. Süper ligin en çok gol atan ve en çok pozisyona giren takımı... Forvet hattı iyi çıktı ve orta saha presi de iyiye yakın. Kalitesini Avrupa kantarında Benfica ve Herta Berlin’i dış sahada yenerek kanıtladı. Zaferlerinde Hakem faktörü var ise, bu maçlardaki hakemleri de ayarlamış olmalı...

Lincoln, Arda, Baros üçlemesinin, ve sakatlanmadan önce Kewell’in attığı golleri gözünüzün önüne getirin. Tıpkı bilardo oynar gibi yapılan bu gollere hangi defans karşı durabilirdi. Bence Beşiktaş’lılar bu maçta takımlarını suçlamayı bıraksınlar. Gününde bir G.Saray’ın karşısında durabilecek takım yok. Üst düzey performansında bu takım Chelsea’yı, Manchester United’i, Barcelona’yı bile devirir. Yeter ki, güven, beceri ve konsantrasyonunu yüksek tutsun.

Evet, F.Bahçe’ye, Bursaspor’a, Metalist’e kaybetti. Fakat bu maçlar performans veriminde düşüş travması yaşadığı bir döneme denk geldi. Zaten bu yenilgiler de şaşkınlıkla karşılandı... Kazanması değil kaybetmesi olay. Başarıda istikrar olduğunda onu tutması hiç de değil kolay...

Peki, Nobre, Bobo, Holosko gibi her takımın sahip olmak isteyeceği forvetlere sahip Beşiktaş’ın eksiği ne? Bir kere maya tutmamış. Eşgüdüm eksikliği var.Yerli-yabancı kaynaşması olmamış. Takım sadece hırsla oynuyor, akılla değil. Kademe anlayışı yetersiz. Golcü bir takıma karşı deplasmanda oynuyorsunuz, medyadan çok etkilenen “Denizli korkak” demesinler diye hurra, hep birden hücuma.. Savunma aksıyor. İbrahim Üzülmez’de ısrar niye? O üzülmez ama takımı üzülür. Rüştü artık emekli olması gereken bir kaleci. Tello, Cisse, Delgado üçlüsü orta saha için lüks. Beşiktaş’ın ikinci yarı şansı ise derbileri sahasında oynayacak olması.

Birer maç eksikle garip şekilde sonlanan ilk yarıyı Sivas lider bitirdi. Ama Gençlerbirliği karşısında 3 puan Ahmet Çakar’ın dediği gibi 3 puan açıkça Hakem marifetiyle rakipten alınıp Sivas’a verildi. Maç sonu “Kolbastı” oyunuyla ünlenen Trabzon ise Eskişehir karşısında göz doldurmadı... Hiçbir şey kesin değil. Çekişme aşağıda da yukarıda da lig yeni başlamışcasına sürüyor. Zaten gariptir ki, TV’den maç nakli yapılıp kulüplerin havuzdan gelir elde etmeye başladıktan beri ligimizde asla kopmalar olmuyor. Heyecan sona kadar sürüyor. Aksi olsa ratingi düşen yayıncı kuruluş nasıl bu rakamları verebilirdi ki...

Süper ligin süper takımı Galatasaray’a başarısını Avrupa zirvesini ele geçirerek tekrarlamasını diliyor, tüm takımlarımıza 2. yarı için başarı, ama hak edenin, iyinin kazandığı zaferler temenni ediyorum. Dış kantarda saçlar dökülür, ülke başarısı ancak böyle tescillenebilir.